Kitap Tahlili
Berna TÜRKDOĞAN:
1915’ten Günümüze Tehcir: Türk Ermeni İlişkileri
Oya EREN*
ERMENİ ARAŞTIRMALARI, Sayı 22, Yaz 2006
Yazar: Berna Türkdoğan
İstanbul, IQ Kültür-Sanat Yayıncılık, 2006, 448 Sayfa
Ermeni sorununun sürekli olarak gündemde tutularak Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası platformda zor duruma düşürülmesi konusunda yapılan yoğun faaliyetlere karşın, Türk tarafının yaptığı çalışmaların yetersizliği gözle görülür bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye bu akademik yarışta şimdilik gerilerde kalmış gibi görünse de, Ermeni sorunu konusunda yapılan çalışmalar arttıkça Türk tezini destekleyen yeni bilgi ve belgeler de ortaya çıkmaktadır.
Berna Türkdoğan’ın 1915’ten Günümüze Tehcir: Türk Ermeni İlişkileri adlı kitabında da Ermeni soykırımı iddialarının ancak bu bilgi ve belgeler ışığında izlenecek kararlı ve istikrarlı bir tutumla çürütülebileceği üzerinde durulmaktadır. Bu çerçevede eser, Ermeni sorunu ve soykırım iddialarının tarih ve tarihçi sorumluluğu ile incelenmesi gerektiğinin vurgulanmasıyla başlamakta ve temel olarak tehcir, yani Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğu’nun bir bölgesinden başka bir bölgesine sevk ve iskanı, kararının alınmasındaki haklı sebepler üzerinde durulmaktadır.
Birinci bölümde Ermenilerin Osmanlı toplum düzeni içerisindeki konumlarına, Osmanlı topraklarındaki dağılımları ve Osmanlı hoşgörü ortamındaki yaşayışlarına değinilmektedir. Bunun yanı sıra Ermenilerin Osmanlı Devleti’ndeki ilk devrimci ayrılık hareketlerine ve Batılı Büyük Güçler’in de Osmanlı idari ve hukuki yapısına müdahalelerinin Türk-Ermeni ilişkilerine etkileri incelenmektedir. Ermenilerin sevk ve iskanı öncesinde Türk ve Ermeni nüfusu hakkındaki istatistiksel bilgiler Rus, Ermeni, Osmanlı ve Batı kaynaklarına göre verilmekte, Osmanlı Devleti’ni sevk ve iskan kararını almaya zorlayan gelişmeler tarihsel bir bakış açısıyla anlatılmaktadır.
İkinci bölümde sevk ve iskan kanununun uygulanması süreci ele alınmakta, 27 Mayıs 1915’ te kabul edilen bu kanunun idari ve hukuki etkileri değerlendirilmekte ve tehcir kararının alınmasına yol açan etkenlere yer verilmektedir. Bu çerçevede sevk kararının alınmasında Ermeni isyanları ve ayrılıkçı faaliyetlerinin etkileri anlatılmaktadır. Bu noktada yazar, Ermenilerin düşmanla işbirliği yapmak, masum halkı katletmek ve isyan çıkarmak gibi zararlı hareketlerde bulunmaları gibi nedenlere dayalı olan tehcir kararına ilişkin raporlara atıfta bulunmaktadır. Ermenilerin sevk ve iskanına ilişkin kanunun doğrudan doğruya bir milleti hedef almayıp, Osmanlı Devleti’ne karşı tehdit oluşturanlara yönelik bir tedbir olduğu, ilgili talimatların ve kararnamelerin incelenmesiyle ortaya konmaktadır. Aynı zamanda kanunun uygulanmasındaki aksaklıklar ve uygulamada kusuru olanlarla ilgili idari ve yasal uygulamalar arşiv belgeleriyle yer almaktadır. Tehcir sonrasında Batı ve Ermenilerin tutumu, ABD ve Rusya arşivlerinden temin edilen belgeler ışığında ayrıntılı olarak incelenmektedir.
Kitabın üçüncü bölümünde, göçe tabi olanların gönderildikleri bölgeler, sayıları, bunlara yapılan yurt içi ve yurt dışı yardımlarla ilgili bilgiler yer almakta; diğer yandan ‘tehcir’ kelimesinin anlamı ve bu konuyla ilgili terminolojinin kullanımındaki tercihlere değinilmektedir. Bu bölümde ayrıca dünya tarihindeki sürgün olayları ve ‘sürgün’ kavramının yorumları da yer almaktadır. Ermenilerle birlikte tüm muhacirlerin durumu yine hem Osmanlı arşivleri hem de yabancı arşivlerden temin edilen belgelerin yanı sıra sayısal veriler de kullanılarak bir bütün halinde ortaya konmaktadır.
Yazar dördüncü bölümde Lozan Konferansı’nda Ermeni sorunu üzerinde nasıl durulduğu incelemekte; Ermenilerin bu konferans sırasındaki siyasi uğraşları ve hedefleri ve Ermeni konusunun Lozan Konferansı Azınlıklar Alt Komitesi’nde nasıl görüşüldüğü irdelenmekte; bu sırada TBMM’de yapılan görüşmelerden bahsetmekte ve Lozan Antlaşması’nın azınlık hakları ile ilgili maddelerini yorumlamaktadır. Beşinci bölümde ise İsmet İnönü’nün başbakanlığı, onu takip eden İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında Ermeni sorununun gelişimi incelenmektedir.
Kitabın altıncı bölümünde, Ermeni terörünün 1965-1985 yıllarındaki gelişimi ve hedefleri, Ermeni ve Rum teröristlerin işbirliği, Ermeni terör örgütü ASALA’nın kuruluşu ve faaliyetleri, PKK terör örgütüyle olan ilişkileri incelenmektedir. Ermeni meselesinin günümüzdeki hukuki durumu ve terör faaliyetlerinin fayda sağlamadığını gören Ermenilerin diplomasiye yönelişleri bu bölümde incelenen diğer konulardır.
Son bölümde ise yazar 1985 yılından 24 Nisan 2005’e kadar geçen yaklaşık yirmi yıllık zaman diliminde Ermeni sorunu ile ilgili gelişmelere yer vermektedir. Bu çerçevede Ermeni sorununun Türkiye-Ermenistan ilişkilerine etkileri, Karabağ sorunuyla olan bağlantısı, Azerbaycan’ın durumu ve Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği sürecine etkileri işlenmektedir. Bunun yanı sıra Ermeni soykırım iddialarının uluslararası toplum tarafından giderek daha fazla kabul görmesi, bu çerçevede çeşitli ülkelerin parlamentolarında kabul edilen kararlar, soykırım iddialarının bazı Batı ülkelerinin eğitim müfredatına girmesi ve bu konularda Ermeni lobisinin faaliyetleri de incelenmektedir. Yazar ayrıca bu sorunun giderilmesi için çözüm yolları aramakta; çözüm için tarihçilerin çalışmalarının yanında lobi faaliyetlerinin de önemine değinmektedir. Uluslararası alanda belirlenecek tutarlı bir stratejinin gerekliliği üzerinde durularak siyasi platformda verilecek cevabın ödün vermekten uzak, kararlı bir çalışmanın ürünü olması gerektiği savunulmaktadır.
1915’ten Günümüze Tehcir: Türk-Ermeni İlişkileri oldukça geniş bir dönemi içine almaktadır. Ermeni sorunu ve soykırım iddialarında adı geçen ülkelerin belgeleri ve arşiv malzemeleri ışığında hazırlanmıştır. Ayrıca TBMM arşivi, Başbakanlık Osmanlı ve Cumhuriyet Arşivleri, Genelkurmay Harp Tarihi Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Dairesi Başkanlığı Arşivi’nde de çalışmalar yapılmıştır. Bu nedenle, eserin sağlam bir bilimsel ve analitik bir çerçeveye oturtulduğu söylenebilir. Bunun yanı sıra, sorunun tarihi kökeninin derinliklerine inilerek metodolojik bir çalışma da yapılmıştır. Sonuç olarak Dr. Berna Türkdoğan’ın bu eserinin, tehcir konusunun tüm boyutlarıyla arşiv belgeleri ışığında incelenmesi nedeniyle Ermeni sorunu konusunda yazılan literatür içerisinde önemli bir yere sahip olacağı muhakkaktır.